31 Mart 2014 Pazartesi

MÜNAFIKLAR NANKÖRDÜRLER

NANKÖR ARKADAŞLARINIZ VAR MI?


Allah’ın yardımı sayesinde vesile olarak sizden hakkı öğrenen arkadaşlarınız bir gün sizden uzaklaştıklarını ve sizi artık aramadıklarını görürsünüz. Mühim olan arayıp sormaları değildir, nankör olmalarıdır. Bunun nedeni; istediği zaten sizin içinize girip bazı sırları öğrenebilmektir. Önceleri çok heyecanla yaklaşır ve gerçekten samimi olduğunu sanabilirsiniz. Sonradan, her dostun yapabileceği gibi hayrı için küçük bir eleştiri getirdiğinde sizden tamamen uzaklaştığını görürsünüz.

Oysa akıllı insan eleştirilerle kendini geliştireceğini bildiği için uzaklaşmak yerine teşekkür etmelidir. Eğer gerçekten hatalı değilse bunu da tatlı bir dille söyleyebilmelidir. Yani gocunacak bir durum yoktur.

İstediğine ulaştığını düşündüğü için, öğrendiği bazı bilgileri etrafında paylaşarak prestij kazanmayı amaçlayan bu kişiler, eksik bildikleri konular hakkında sıkıştıklarında ise hiç düşünmeden sizin adınızı verip durumdan kurtulmaya çalışırlar. Oradaki mesaj “ sizin doğru gördüğünüz kişi işte budur, doğrusunu ben söylüyorum” diyerek güya sizi altta bırakıp yukarılara tırmandığını düşünür.
Dikkat edilirse, en çok kıskançlık ve haset dava arkadaşları arasında çıkmasıdır. Gerçekten Allah için dost olsalardı bu asla ve asla olmazdı. Demek ki buradaki dostluk çıkar ilişkisine veya bir takım emellerine ulaşmaya dayalı olduğu çok açıktır.

Bu güne kadar çevresinde saygı görememiş olabilir. En yakınlarından incitici sözlerle sürekli başkaları övülmüş olabilir. Ve kıskançlık dolayısıyla aslında özendiği-imrendiği insanlardan öcünü almak onun için artık vazgeçilmez bir duygudur. Ve her ne vesileyle olursa olsun o kişiyle yakınlık kurduğunda ise en ince ayrıntısına kadar öğrendiklerini düşündüklerinde, artık istedikleri sırlara kavuşmuşlardır ve sıra yapabileceği şeyleri düşünmeye gelmiştir. Bu da, sevilen kişinin çevredinde bazı sırları söyleyerek dikkat çekmeye çalışır. Ve ilgi duyulup sorulduğunda bir de yanlış anlaşılan bir konuysa, hemen sizin adınızı verip durumu kurtardığını ve kişiye zarar verdiğini düşünerek kendince haz alır.
Kendince, önceleri büyük gördüğü kişiler hiç de sandığı gibi değildirler.

En büyük yanılgı da güçlü ve büyük dağların görünmeyen yönlerini daha büyük olabileceğidir. Görünen kısmına aldanıp “ben daha büyüğüm” duygusuna kapılmışsa kişi artık ıslahı baya zorlaşmıştır.

Nankör kişinin; bir zaman hiç bir bilgisi yokken sizin Allah için yardım ettiğinizi ve gerçekten dost olabileceğinizi göstermenize rağmen kıskançlığı ve önceleri kişi hakkındaki haksız düşünce ve önyargıları yüzünden duyguları gözlerini köreltmiştir.

Nankörlerin yanılgılarının biri de aklını kullanabilen kişiler tarafından sezilemeyeceğidir. Bu durum çok net ortaya çıktığından saf gördüğü kişiler, artık ona karşı nasıl davranış sergileyeceğini kendisinin tahmininden daha zekice farkına varmış ve davranışlarını ona göre ayrlamıştır.

Nankör olduklarının en büyük göstergesi, aralarında bulundukları müddet içinde kendilerine hep iyi gözle bakan, yardımcı olmak için çaba gösteren, Allah'a imana davet eden, ahirette sonsuz azaptan kurtulmaları için öğüt veren müminlere kin ve öfke duyarak onlara karşı cephe almalarıdır.

Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırı ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah, hain ve nankör olan kimseyi sevmez. (Hac Suresi / 38)

Ancak elbette bu yaptıkları onların yanına kar olarak kalmayacak, aksine ahirette sonsuz bir azapla karşılık göreceklerdir.

Allah özellikle münafıklara öğüt veren, onları Allah'ın dinine davet eden elçiye karşı yapılan nankörlüğü kesinlikle affetmeyeceğini bildirmektedir:

Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah'a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır... (Tevbe Suresi, 80)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder