16 Mart 2014 Pazar

KADERİN KONFORUNU YAŞADINIZ MI?


İman eden bir insansanız ancak yine de hayatınıza mutsuzluklar, ümitsizlikler, üzüntüler hakimse o zaman kaderin tanımını tam olarak bilmiyor olabilirsiniz. Çünkü kadere tabi olduğunu tam anlayan bir insan kederlenecek, öfke duyacak, isyan edecek bir kişilikte olmaz. Kader, Allah’ın geçmişte, şu anda ve gelecekte olan her olayı bilmesi ve yaratmasıdır. Kaderi daha iyi anlamak için Allah’ın zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu düşünmek çok önemlidir. 



 Zaman sadece bize ait olan yani Allah’ın insanlar için özel olarak yarattığı bir kavramdır. Zamanın dışında olmak, zamansız olmak bizim bilmediğimiz üst bir boyuttur. Allah bize dünyada bir zaman vermiştir ve bu zaman boyunca yaptığımız herşeyi Levh-ı Mahfuz isimli bir kitapta saklı tutmaktadır. Biz kaderimiz içindeki olayları an an yaşayarak tecrübe ederiz. Oysa Allah bizim ve tüm evrenin geçmişini ve geleceğini aynı anda bilmektedir. Bizler bir cetvelin başını ve sonunu aynı anda nasıl görebiliyorsak Allah kaderimizdeki her detayı aynı anda bilmektedir. 

 Kader gerçeğini anlamak, kaderi tam olarak kavrayabilmek için zamansızlık içinde ve tek bir anda herşeyin yaratılmasının üzerinde düşünmek gerekir. Allah her varlık üzerinde mutlak hakimiyet sahibi olandır. Geçmiş, gelecek ve şu an Allah için tek bir andır. 

 Kaderi yaratan Allah’tır. İnsanlara olayları kendileri yönlendiriyormuş hissini veren de Allah’tır. Örneğin susarız ve su içeriz, bu olay kaderimizde bellidir. Ama bizi su içmeye kimse zorlamamıştır, kendi irademizle su içeriz. İşte burada kendi irademizle dediğimiz his de Allah tarafından verilir ki bu da kaderdedir. Yani bizim Allah’ın kontrolü ve bilgisi dışında kaderimize bir müdahalede bulunma gücümüz yoktur. Zaten yoktan yaratılan bir insanın güç sahibi olduğunu iddia etmesi son derece akıl dışıdır. 

 “Kaderde herşey belli ise hiçbir şey için çaba göstermeye gerek yok” gibi yanlış bir mantığa kapılmamak çok önemlidir. Örneğin yemek yemek istediğinizde ‘kaderimde varsa yerim’ demezsiniz. Oturduğunuz yerden kalkarsınız mutfağa gidersiniz, yemeği alırsınız ve yersiniz. Bu yaptıklarınız da kaderin içindedir. Kader sadece bir insanın doğumu ve ölümü demek değildir. Doğdunuz andan itibaren soluduğunuz havanın miktarı, gittiğiniz okullar, işiniz, çocuklarınız, geçirdiğiniz hastalıklar, okuduğunuz kitaplardaki her satır, konuştuğunuz her kelime, aklınızdan geçirdiğiniz her düşünce kaderde bellidir. Kader gerçeği Kuran’da şöyle bildirilir:

 Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)

 Bilimsel incelemeler de bize kaderin varlığını göstermektedir. Bir atom parçacığının nerede ve ne hızda hareket edeceğini 43 saniye önceden tespit edebilen bir model geliştiren Hollandalı fizikçi Gerard't Hooft, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatlamıştır.
 New Scientist dergisinin dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterdiği John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı "özgür irade" kavramının ölümü olarak yorumlamışlardır. 

Princeton Üniversitesi'nde görevli Conway şöyle söylemektedir:

 "Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır."

 Kochen ise bu konu hakkında şunları ifade etmiştir:

 "Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Eğer Hooft'un modeli hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir."


Allah Kuran’da, "Sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır" (Saffat Suresi, 96) ayetiyle yaşadığımız istisnasız her olayın Kendi kontrolünde gerçekleştiğini bize bildirmektedir. Bunu bilen insan Allah’ın herşeyi hayır ve hikmet ile yarattığını unutmaz ve bu da onun için dünyada büyük bir huzur, rahatlık ve bir kurtuluş vesilesi olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder