Mutluluk
İmanla Olur
Etrafınızda
sıkıntılı yüz ifadesine sahip pek çok insan var değil mi? Peki ya tanıdıklarınızdan
sürekli söylenen, oflayıp, puflayan, en ufak bir aksaklıkta sinir küpüne
dönüşen insanların sayısı gittikçe artıyor mu? Sosyal medyadaki arkadaşlarınız
sayfalarında sürekli içlerinin sıkıldığına dair paylaşımlar mı yapıyorlar?
Takipçilerine, “insanın sinirlenebileceği en son noktadayım”, “Artık yeter”,
“Sabrın sonundayım” mesajları mı gönderiyorlar? İşte bütün bu
insanların ortak noktası ya iman etmemiş olmaları ya da imanda yaşadıkları
tereddütlerdir. İmanın insana kazandıracağı güzellikleri tam olarak fark
edememiş ya da hiç düşünmemiş olan bu insanlar için dünyada hep sıkıntılı bir
yaşam vardır.
Yüce
Rabbimiz Allah yazının başında tarif edilen insanları, Yunus Suresi 7. ayette,
“dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin bulanlar” olarak tanımlamaktadır.
Bu kişilerin tek amacı dünya hayatında biraz daha yaşayabilmek, biraz daha
dünyadan faydalanabilmektir. Oysa yalnızca dünya hayatını tercih eden ahiretten
ise gafil olan bu insanlar imanın kendilerine kazandıracağı güzelliklerden kimi
zaman bilerek kimi zaman da bilmeyerek uzak kalmışlardır. İçinde yaşadıkları
soğuk dünyanın, sevgi eksikliğinin, sıkıntıların ve diğer bütün ruhi ve bedeni
rahatsızlıklarının asıl sebebinin iman eksikliği olduğunu belki de hiç
düşünmemişlerdir. Oysa bu soğuk ve ruhsuz yaşantının değişmesi çok kolaydır,
bunun için insanın dünyanın var ediliş amacını düşünmesi yeterlidir.
İman
İnsan İçin Neşe Kaynağıdır
İman
Eden İnsanlar Hayatlarının Her Anında Mutlu ve Huzurlu Olurlar
İman
Etmeyen İnsanların Neşesi Anlıktır
“Böylece
iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’
‘sevinç içinde ağırlanırlar’.” (Rum Suresi, 15)
Herşeyin
hayırla yaratıldığını bilmenin mutluluğu, hayatının her anında müminin yüzünden
anlaşılmalıdır
Allah
dünya hayatındaki imtihanı, ancak aklını kullanan insanların mutlu olacakları
şekilde yaratmıştır. Bu imtihanın, aslında çok sade, çok anlaşılır, çok kolay
çözülüp çok kolay yenilebilecek bir sistemi vardır. Ama Allah'ın Kuran'da
belirttiği gözle bakıp, Kuran'da haber verilen bilgiyi kullanmayanlar,
imtihanda saklanan bu sadeliği ve kolaylığı göremezler. Bu yüzden de hayatlarının
büyük bölümünü sıkıntı içerisinde; cansız, bitap ve mutsuz şekilde geçirirler.
Bu kimseler herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında, bunu mutlaka müthiş
karmaşık, aşılması zor ve çözümsüz gibi değerlendirirler. Bu bakış açıları
adeta bir refleks halini almış gibidir. Zorluklar karşısında, ikinci bir bakış
açısıyla hareket etmek neredeyse hiç akıllarına dahi gelmez.
Herşeyde
hayır gören, zorluk ve sıkıntıların Allah'tan olduğunu bilen ve bunları
sevinçle karşılayan bir insan, çevresine karşı da her zaman sevgi doludur.
Yaşadığı hiçbir şey müminin itidalini, neşesini, dengesini bozmadığı için,
kendisine zorluk çıkaran, sıkıntı verici tavırlarda bulunan, kötü ahlak
gösteren kimselere karşı dahi çok üstün bir sevgi derinliğiyle yaklaşır. Bu
kişilere karşı kızgınlığa kapılıp Kuran ahlakından asla uzaklaşmaz. İnsanların
yaptıkları hataları da Allah'ın yarattığını ve Allah'ın tüm bunları hayırla
yarattığını bilir. Bu sebeple de insanlara karşı tavrında asla bir olumsuzluk
görülmez. Tam tersine bu samimi iman gücünden dolayı çevresindeki insanlara
karşı daima şefkatli, merhametli, affedici, alabildiğine sevgi dolu bir ahlak
sergiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder