25 Mart 2014 Salı

MUTLULUK İMANLA OLUR

Mutluluk İmanla Olur
Etrafınızda sıkıntılı yüz ifadesine sahip pek çok insan var değil mi? Peki ya tanıdıklarınızdan sürekli söylenen, oflayıp, puflayan, en ufak bir aksaklıkta sinir küpüne dönüşen insanların sayısı gittikçe artıyor mu? Sosyal medyadaki arkadaşlarınız sayfalarında sürekli içlerinin sıkıldığına dair paylaşımlar mı yapıyorlar? Takipçilerine, “insanın sinirlenebileceği en son noktadayım”, “Artık yeter”, “Sabrın sonundayım” mesajları mı gönderiyorlar? İşte bütün bu insanların ortak noktası ya iman etmemiş olmaları ya da imanda yaşadıkları tereddütlerdir. İmanın insana kazandıracağı güzellikleri tam olarak fark edememiş ya da hiç düşünmemiş olan bu insanlar için dünyada hep sıkıntılı bir yaşam vardır.
Yüce Rabbimiz Allah yazının başında tarif edilen insanları, Yunus Suresi 7. ayette, “dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin bulanlar” olarak tanımlamaktadır. Bu kişilerin tek amacı dünya hayatında biraz daha yaşayabilmek, biraz daha dünyadan faydalanabilmektir. Oysa yalnızca dünya hayatını tercih eden ahiretten ise gafil olan bu insanlar imanın kendilerine kazandıracağı güzelliklerden kimi zaman bilerek kimi zaman da bilmeyerek uzak kalmışlardır. İçinde yaşadıkları soğuk dünyanın, sevgi eksikliğinin, sıkıntıların ve diğer bütün ruhi ve bedeni rahatsızlıklarının asıl sebebinin iman eksikliği olduğunu belki de hiç düşünmemişlerdir. Oysa bu soğuk ve ruhsuz yaşantının değişmesi çok kolaydır, bunun için insanın dünyanın var ediliş amacını düşünmesi yeterlidir.
İman İnsan İçin Neşe Kaynağıdır
İman Eden İnsanlar Hayatlarının Her Anında Mutlu ve Huzurlu Olurlar
İman Etmeyen İnsanların Neşesi Anlıktır
“Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde ağırlanırlar’.” (Rum Suresi, 15)
Herşeyin hayırla yaratıldığını bilmenin mutluluğu, hayatının her anında müminin yüzünden anlaşılmalıdır
Allah dünya hayatındaki imtihanı, ancak aklını kullanan insanların mutlu olacakları şekilde yaratmıştır. Bu imtihanın, aslında çok sade, çok anlaşılır, çok kolay çözülüp çok kolay yenilebilecek bir sistemi vardır. Ama Allah'ın Kuran'da belirttiği gözle bakıp, Kuran'da haber verilen bilgiyi kullanmayanlar, imtihanda saklanan bu sadeliği ve kolaylığı göremezler. Bu yüzden de hayatlarının büyük bölümünü sıkıntı içerisinde; cansız, bitap ve mutsuz şekilde geçirirler. Bu kimseler herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında, bunu mutlaka müthiş karmaşık, aşılması zor ve çözümsüz gibi değerlendirirler. Bu bakış açıları adeta bir refleks halini almış gibidir. Zorluklar karşısında, ikinci bir bakış açısıyla hareket etmek neredeyse hiç akıllarına dahi gelmez.
Herşeyde hayır gören, zorluk ve sıkıntıların Allah'tan olduğunu bilen ve bunları sevinçle karşılayan bir insan, çevresine karşı da her zaman sevgi doludur. Yaşadığı hiçbir şey müminin itidalini, neşesini, dengesini bozmadığı için, kendisine zorluk çıkaran, sıkıntı verici tavırlarda bulunan, kötü ahlak gösteren kimselere karşı dahi çok üstün bir sevgi derinliğiyle yaklaşır. Bu kişilere karşı kızgınlığa kapılıp Kuran ahlakından asla uzaklaşmaz. İnsanların yaptıkları hataları da Allah'ın yarattığını ve Allah'ın tüm bunları hayırla yarattığını bilir. Bu sebeple de insanlara karşı tavrında asla bir olumsuzluk görülmez. Tam tersine bu samimi iman gücünden dolayı çevresindeki insanlara karşı daima şefkatli, merhametli, affedici, alabildiğine sevgi dolu bir ahlak sergiler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder