13 Kasım 2013 Çarşamba

MEHDİYET İSRAİLİYATTIR DİYENLER!!!


“MEHDİYET İSRAİLİYATTIR” DİYENLER!!!

(Veda Hutbesi)

"Ey mü'minler!

"Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı…

Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.

Veda hutbesinde yer alan Peygamberimiz (s.a.v)’in bu sözü acaba nasıl anlaşılmıştır? Kitap Kuran, peki sünnet; sünnet Kuran’ın insanca uygulanış, hayata geçirilmiş halidir.

Allah ayetlerde şöyle buyuruyor: -Şeytandan Allah’a sığınırım-

HİÇ ŞÜPHESİZ O (KUR'AN), ŞEREFLİ BİR ELÇİNİN KESİN SÖZÜDÜR. (HAKKA SURESİ / 40)

O, BİR ŞAİRİN SÖZÜ DEĞİLDİR. NE AZ İNANIYORSUNUZ? (HAKKA SURESİ / 41)

BİR KAHİNİN DE SÖZÜ DEĞİLDİR. NE AZ ÖĞÜT ALIP-DÜŞÜNÜYORSUNUZ? (HAKKA SURESİ / 42)

ALEMLERİN RABBİNDEN BİR İNDİRİLMEDİR. (HAKKA SURESİ / 43)

EĞER O, BİZE KARŞI BAZI SÖZLERİ UYDURUP-SÖYLEMİŞ OLSAYDI. (HAKKA SURESİ / 44)

MUHAKKAK ONUN SAĞ-ELİNİ (BÜTÜN GÜÇ VE KUDRETİNİ) ÇEKİP-ALIVERİRDİK. (HAKKA SURESİ / 45)

SONRA ONUN CAN DAMARINI ELBETTE KESERDİK. (HAKKA SURESİ / 46)

 Buyrulduğu gibi Peygamberimiz (s.a.v)’in kuran’ın yani Allah’ın vahyinin dışına çıkması mümkün değildir. Dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.v)’in her söylediği, bizim hadis-i şerif dediğimiz mübarek sözleri de Allah’tan vahy iledir. Ayette buyrulduğu gibi:

ONLAR Kİ, YANLARINDAKİ TEVRAT'TA VE İNCİL'DE (GELECEĞİ) YAZILI BULACAKLARI ÜMMİ HABER GETİRİCİ (NEBİ) OLAN ELÇİYE (RESUL) UYARLAR; O, ONLARA MARUFU (İYİLİĞİ) EMREDİYOR, MÜNKERİ (KÖTÜLÜĞÜ) YASAKLIYOR, TEMİZ ŞEYLERİ HELAL, MURDAR ŞEYLERİ HARAM KILIYOR VE ONLARIN AĞIR YÜKLERİNİ, ÜZERLERİNDEKİ ZİNCİRLERİ İNDİRİYOR. ONA İNANANLAR, DESTEK OLUP SAVUNANLAR, YARDIM EDENLER VE ONUNLA BİRLİKTE İNDİRİLEN NURU İZLEYENLER; İŞTE KURTULUŞA ERENLER BUNLARDIR. (ARAF SURESİ / 157)

HİÇ ŞÜPHESİZ ALLAH, MÜ'MİNLERDEN -KARŞILIĞINDA ONLARA MUTLAKA CENNETİ VERMEK ÜZERE- CANLARINI VE MALLARINI SATIN ALMIŞTIR. ONLAR ALLAH YOLUNDA SAVAŞIRLAR, ÖLDÜRÜRLER VE ÖLDÜRÜLÜRLER; (BU,) TEVRAT'TA, İNCİL'DE VE KUR'AN'DA O'NUN ÜZERİNE GERÇEK OLAN BİR VAADDİR. ALLAH'TAN DAHA ÇOK AHDİNE VEFA GÖSTERECEK OLAN KİMDİR? ŞU HALDE YAPTIĞINIZ BU ALIŞVERİŞTEN DOLAYI SEVİNİP-MÜJDELEŞİNİZ. İŞTE 'BÜYÜK KURTULUŞ VE MUTLULUK' BUDUR. (TEVBE SURESİ / 111)

Daha benzer ayetlerde de bildirildiği gibi, eğer Tevrat ve İncil tahrif olmamış bölümleriyle incelenirse kuranla birebir mutabık ve Peygamberimiz (s.a.v)’in hadislerinde geçen sözlerle de mutabık olduğunu görürüz. Demek ki Peygamberimiz (s.a.v)’in her sözü vahiyledir ve vahyin dışında konuşmadığını Tevrat ve İncil’de görüyoruz.

 Şimdi bazı hadislere İsrailiyat diyenler, ki bu kişilere sorsak “Allah’a, peygamberlere, kitaplara, meleklere inandıklarını söyleyecekler. Peki Kuran, ayetlerde Tevrat’a ve İncil’e gönderiyor:

DE Kİ: "ŞU HALDE EĞER DOĞRUYSANIZ, TEVRAT'I GETİRİN DE ONU OKUYUN". (ALİ İMRAN SURESİ / 93)
diye buyuruyor Yüce Allah. Eğer samimi olup Kuran’ı temiz ve selim akılla anlamak için okumuş olunsa ve Tevrat ve İncili de okunsa Peygamberimiz (s.a.v)’in her sözünün vahiy ile ve asla ayetlerle çeliştiği görülemez. Çelişen ve hurafe dediğimiz hadis dedikleri ise Kuran’ı okuyan insanlar tarafından mutlaka kolayca ayrılacaktır.

Samimiyetle, ihlasla bakıldığında her şey ortadadır. Kuran ayetleri, Tevrat’ın ve İncil’in tahrif olmamış bölümleri hem ayetlerle hem de hadislerle son derece uyum içindedir. Dolayısıyla gerçek samimi bir mümin Kuran’ı okumadan hiçbir şekilde hadislere yahut söylentilere cahil cesaretiyle kulak vermez. Eğer Kuran okuduğu halde bilerek örtmeye çalışıyorsa da Allah korusun ayette buyrulduğu gibi:

HAKKI BATIL İLE ÖRTMEYİN VE HAKKI GİZLEMEYİN. (KALDI Kİ) SİZ (GERÇEĞİ) BİLİYORSUNUZ. (BAKARA SURESİ / 42)

Ve benzer ayetlerde de bildirildiği üzere azapla uyarılanlardan olma ihtimalleri yüksektir.

Mümin ise bu dünyaya kendisini Allah’ın getirdiğini ve O’nun hükümlerini geçerli olduğuna samimi inandığı ve doğru kaynak olan Kuran’dan bilgilendiği için bu çeşit söz ve oyunlara gelmez. Her şey apaçık Kuran’da bildirilmiş ve Tevrat ve İncil’de de geçmiş ve gelecek haberlerden bizi haberdar etmektedir. Şu halde Mehdiyet İsrailiyattır yahut benzer sözler gerçek mümin için ancak iman kuvvetlendiren birer imtihan ve din adına insanların şeytanın tuzağına düşerek neler yapabildiklerini göstermektedir.

 ÇÜNKÜ ŞEYTAN, İNSAN İÇİN APAÇIK BİR DÜŞMANDIR." (YUSUF SURESİ / 5)

 KİM ALLAH'I BIRAKIP DA ŞEYTANI DOST (VELİ) EDİNİRSE, KUŞKUSUZ O, APAÇIK BİR HÜSRANA UĞRAMIŞTIR. (NİSA SURESİ / 119)

ONA YAZILMIŞTIR: "KİM ONU VELİ EDİNİRSE, ŞÜPHESİZ O (ŞEYTAN) ONU ŞAŞIRTIP-SAPTIRIR VE ONU ÇILGIN ATEŞİN AZABINA YÖNELTİR." (HAC SURESİ / 4)

Ayetlerde de buyrulduğu gibi şeytanın adımlarını izleyenler ve onu veli edinenler ahir zamanda Kuran’la yine hakkın karşısına çıkacaklardır. Kuran’ı yeterli bulmadıkları için, hurafe bilgilerle yeterince Kuran ilmiyle kuşanmamış olanları kandırma yoluna gideceklerdir.
Dolayısıyla hadislerin de Allah’ın vahyi ile olduğuna samimi her mümin gönülden inanır ve hiç şüphesi yoktur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder