24 Kasım 2014 Pazartesi

GERÇEK MUTLAK VARLIK ALLAH'TIR



Günümüzde bilimsel gelişmeler göstermektedir ki maddesel dünyaya ulaşmamız imkansızdır. Muhatap olduğumuz tüm nesneler, gerçekte görme, işitme, dokunma gibi algıların toplamından ibarettir. Algı merkezlerindeki bilgileri değerlendiren beynimiz, yaşamımız boyunca maddenin bizim dışımızdaki "aslı" ile değil, beynimizdeki kopyaları ile muhatap olur. Biz ise bu kopyaları dışımızdaki gerçek madde zannederek yanılırız. Elinizdeki dergi, içinde oturduğunuz oda, kısaca önünüzdeki bütün görüntüler gerçekte beyninizin içinde görülmektedir. Peki bu görüntüleri beyninizin içinde gören kimdir?

Beyninizin içinde, bir göze ihtiyaç duymadan bu derginin görüntüsünü gören, gördüklerini anlayan, okuduklarından etkilenen, bunlar üzerinde düşünen kimdir? Beyne ulaşan elektrik sinyallerini bir kulağa ihtiyaç duymadan, bir dostunun sesi veya en sevdiği şarkı olarak dinleyen, dinlediklerinden zevk alan kimdir? Bu algıladıkları ile düşünen, sevinen, üzülen, heyecanlanan varlık, protein ve yağlardan oluşan beynin kendisi olabilir mi?

Bu sorular üzerinde düşünen bir insan şuurlu olarak gören, işiten ve hisseden varlığın madde ötesinde bir varlık olduğunu hemen görecektir. İşte bu varlık "ruh"tur. "Maddesel dünya" dediğimiz algılar bütünü, işte bu ruh tarafından seyredilen bir hayaldir. Ve biz bu hayalin, beynimiz dışında maddesel bir karşılığı var mı asla bilemeyiz. Çünkü duyularımız aracılığı ile hiçbir zaman beynimizin dışındaki dünyaya ulaşamayız. Nasıl rüyalarımızda maddesel karşılığı olmayan olay ve nesneleri gerçekmiş gibi görüyorsak, bu dünya hayatına ait görüntüleri de maddesel karşılıkları olmadan, beynimizde oluşan görüntüler olarak görüyor olabiliriz.

Sonuç olarak bizim madde olarak algıladığımız herşey, ruhumuzun gördüğü algılardan ibarettir. Bu satırları yazan ve okuyan akıllı varlıklar, birer atom ve molekül yığını -ve bunların arasındaki kimyasal reaksiyonlar- değil, birer "ruh"tur. Tüm bu gerçekler, bizi çok önemli bir soruyla daha karşı karşıya getirir: Madem maddesel dünya olarak tanıdığımız şey gerçekte ruhumuzun gördüğü algılardan ibarettir, o halde bu algıların kaynağı nedir?...

Bu soruya cevap verirken dikkat edilmesi gereken gerçek şudur; maddenin kendi başına bağımsız bir varlığı yoktur. Madde bir algı olduğuna göre, "yapay" bir şeydir. Bu algının bir başka güç tarafından yapılması, daha açık bir ifadeyle yaratılması gerekir. Hem de sürekli olarak yaratılması gerekir. Bu, bir televizyon ekranında görüntünün devam edebilmesi için, yayının da sürekli devam etmesi gibidir. Peki bizim ruhumuza yıldızları, dünyayı, bitkileri, insanları, bedenimizi ve gördüğümüz diğer herşeyi sürekli olarak seyrettiren kimdir? Çok açıktır ki, içinde yaşadığımız tüm maddesel evreni, yani algılar bütününü yaratan ve sürekli yaratmaya devam eden üstün bir Yaratıcı vardır. Bu Yaratıcı sonsuz bir güç ve bilgi sahibidir. O Yaratıcı Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder