9 Eylül 2013 Pazartesi

“Dünya liderleri sorunların çözümü için, dünyaya sevgiyi öğretecek bir sevgi öğretmeni seçsinler”

Ben Suriye’de muhalifler gelirse ortalık süt liman olur demiyorum. Esad da kalırsa ortalığı cehenneme çevirir; yine fark etmez.
İki cahil, iki bilgisiz çatışıyorsa, aklı başında bir adam gelir iki tarafı durdurur. Eğitir, ıslah eder, düzeltir, sakinleştirir, orayı cennete çevirir, benim istediğim bu.
Suriye’de her iki tarafı da şiddet yönüyle beğenmiyoruz. Her iki tarafı da sevgiye, barışa davet ediyoruz ama bunu yaparken bir hocanın, bir alimin, bir insanın sözünü dinlemezler. Hepsinin üstünde bir güç gerekiyor. Hepsinin üstünde.
Amerika’nın gücü var, Türkiye’nin gücü var, İran’ın da gücü var. Aklı başında halim bir insan seçsinler, ekip değil. Ekip oldu mu çatışma çıkar. Makul, sevgi dolu, dünya hırsı olmayan bir insan seçsinler, onun hakemliğinde herkes neticeye razı olarak güzel bir anlaşma yaparsa, konu ancak bu şekilde çözülür.
Hepsinin üstünde bir lidere ihtiyaç var. Onların ifadelerini geçersiz kılacak, hepsinin üstünde bir manevi bir lider gerekir. Bazı Müslümanlar hem kabalık, hem sevgisizlik, hem merhametsizlik aşılıyorlar, gece gündüz. Yoksa o coğrafya çok güzel, zenginliğe de çok açık bir coğrafya, kutsal bir belde.
Aklı başında dünya liderleri bir araya gelsinler, halim bir lider bulsunlar. Bütün bu kabalığı ortadan kaldıracak, insanları güzelliğe çekecek, mezhepleri kaldıracak; kaldıracak derken zorla değil, doğrusunu anlatarak, sevgiyi anlatan, dostluğu anlatan, merhameti anlatan, iyiliği, güzelliği anlatan ama sözü geçen, çok sevilen bir lider bulsunlar.
İşte dünya liderleri bu amaçla bir araya gelsin. Tayyip hocamız, Putin, Obama hepsi toplansınlar, Müslüman aleminin başına bir lider bulsunlar. Sevecen, makul, herkesin seveceği, dünya hırsı olmayan, hadislerde belirtildiği gibi evinden idare eden, makam mevki peşinde olmayan, siyaset adamı demiyorum, bir sevgi adamı, sevgi öğretmeni bulsunlar. Dünyaya sevgiyi öğretsin.
Amerika samimi yaklaşıyor, sevecen yaklaşıyor, Türkiye samimi yaklaşıyor, İran samimi yaklaşıyor, Suriye’nin aklı başında insanları var, bir kişiyi seçsinler. Desinler ki, “Bu kişi hakikaten şefkatli, merhametli, herkesi iyiliğe davet eder, bir sevgi öğretmeni seçelim”.
Bu kişi siyasetçi değil, bir sevgi öğretmeni olacak. Dünya siyasetine kimse karışmıyor, siyasetçiler yapsın onu, o ayrı bir meslek. Siyaset siyasetçilerde kalsın, politika politikacılarda kalsın, onlar görevlerine devam etsinler ama böyle bir manevi liderin zuhuruna dünya muhtaç.
Sevgi öğretmenliği ayrı bir şeydir. İnsanlara sevgiyi öğretecek bir sevgi öğretmeni seçecekler dünya çapında. O seçtikleri şahıs işte Mehdi'dir. Kaderde onu seçecekler, ikinci birini seçemezler. Onu seçtiklerinde ben de o kişiye tabi olacağım. Bütün dünya liderlerinin kalbine Allah ilham edecek, “Ona uyun” diyecek. Bu yüzden ikinci bir kişiyi seçemezler, yanlışlık olmaz korkmasınlar. Allah onlara yol gösterecek...
Diyorlar ki, “Ya yanlış bir adama gider de tabi olursak?” Öyle bir şey olmaz. O ne demektir? “Ben Allah’ın kontrolünün dışında hareket ediyorum” demek olur, haşa. Allah size ilham edecek, Obama’ya da, Başbakanımıza da, hepsine ilham edecek. Ve ediyor da, Allah kalplerine ilham ediyor.
Mehdi’ye uyacaklar, Mehdi de Suriye’deki insanlara diyecek ki. “Şii kardeşlerim sizlerle görüşeyim ben” diyecek. “Namazlarınızı güzel kılıyorsunuz, Allah’a aşkınız güzel, helale harama titizsiniz. Sünniler namazlarını güzel kılıyorlar, helale harama titizler, Allah’ı çok seviyorlar. Arada fark var mı? Hiç fark yok, o zaman nedir bu?” Şeytan iki tarafa da musallat olmuş ve şirke sürüklemiş onları. Şirk ile birbirlerine kırdırıyor. O şirk yönünü üzerlerinden aldığımızda, belayı temizlediğimizde nur gibi insanlar olmuş olacak. (Adnan Oktar, 28 Mayıs 2013, A9 TV)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder