ALLAH'IN EMİR VE
TAVSİYELERİ
ALLAH’A ŞİRK KOŞMAMAK
Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk
koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim
Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa
Suresi, 48)
O, sizin için yeryüzünü bir döşek,
gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için
(çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse (bütün bunları) bile bile Allah’a
eşler koşmayın. (Bakara Suresi, 22)
Hiç şüphesiz, Allah, Kendisi'ne şirk
koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini
bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.
(Nisa Suresi, 116)
Hani Lukman oğluna
-öğüt vererek- demişti ki; “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk,
gerçekten büyük bir zulümdür.” (Lokman Suresi, 13)
YALNIZCA ALLAH’A KULLUK
ETMEK
Öyle ki, Allah’tan başkasına ibadet
etmeyin. Gerçekten ben, sizi O’nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim; (Hud
Suresi, 2)
“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben
size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım” (dedi). (Hud Suresi, 26)
Ey iman eden kullarım, şüphesiz benim
arzım geniştir; artık yalnızca bana ibadet edin. (Ankebut Suresi, 56)
De ki: “Size yarara da, zarara da güç
yetirmeyen Allah’tan başka şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah, işitendir,
bilendir.” (Maide Suresi, 76)
Allah ile beraber başka bir ilaha
yalvarıp-yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun. (Şuara Suresi, 213)
De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin
aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına
kulluk etmeyelim, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir
kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse,
deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.” (Al-i İmran Suresi, 64)
Kendilerine kitap verdiklerimiz, sana
indirilen dolayısıyla sevinirler; fakat (müslümanların aleyhinde birleşen)
gruplardan, onun bazısını inkâr edenler vardır. De ki: “Ben, yalnızca Allah’a
kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben ancak O’na davet ederim
ve son dönüşüm O’nadır.” (Ra’d Suresi, 36)
ALLAH’TAN BAŞKA İLAH
TANIMAMAK
Ve Allah ile beraber başka bir ilaha
tapma. O’ndan başka ilah yoktur. O’nun yüzünden (zatından) başka her şey helak
olucudur. Hüküm O’nundur ve siz O’na döndürüleceksiniz. (Kasas Suresi, 88)
Allah ile beraber başka ilahlar edinme,
yoksa kınanmış ve kendi başına (yapayalnız ve yardımcısız) bırakılmış olursun.
(İsra Suresi, 22)
Bunlar, Rabbinin sana hikmet olarak
vahyettiği şeylerdir. Rabbin ile beraber başka ilahlar kılma, yoksa yerilmiş,
kovulmuş olarak cehenneme bırakılırsın. (İsra Suresi, 39)
Allah ile beraber başka bir ilah(ı ortak)
kılmayın. Gerçekten sizi, O’ndan yana açıkça uyarıyorum. (Zariyat, Suresi 51)
ALLAH’IN VARLIĞINI
BİLDİĞİ
HALDE İNKARCILAR GİBİ
DAVRANMAMAK
Andolsun, onlara: “Kendilerini kim
yarattı?” diye soracak olsan, elbette: “Allah” diyecekler. Öyleyse nasıl olur
da çevriliyorlar? (Zuhruf Suresi, 87)
YALNIZCA ALLAH’TAN
KORKMAK
Ey insanlar sizi tek bir nefisten
yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın
türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle
dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının.
Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir. (Nisa Suresi, 1)
Yanınızda olan (Tevrat)ı, doğrulayıcı olarak
indirdiğime (Kur’an’a) iman edin; onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın ve
ayetlerimizi az bir değer karşılığında değişmeyin. Ve yalnızca Benden korkun.
(Bakara Suresi, 41)
İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını
korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun. (Al-i
İmran Suresi, 175)
Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve:
“İşittik ve itaat ettik” dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü
(misakını) anın. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde
olanı bilendir. (Maide Suresi, 7)
Ey iman edenler, Allah’tan sakınıp-korkun
ve O’nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık)
versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin.
Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Hadid Suresi, 28)
ALLAH’TAN
KORKABİLDİĞİNCE
ÇOK KORKMAK
Ey iman edenler, Allah’tan nasıl
korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak müslüman
olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin. (Al-i İmran Suresi, 102)
Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar
Allah’tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en
büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya
da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Teğabun
Suresi, 16)
YALNIZCA ALLAH’A GÜVENİP
DAYANMAK
Allah’a tevekkül et; vekil olarak Allah
yeter. (Ahzab Suresi, 3)
Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan
(Allah)a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O’nun
haberdar olması yeter. (Furkan Suresi, 58)
Sen, O güçlü ve üstün, esirgeyici olan
(Allah’)a tevekkül et. (Şuara Suresi, 217)
Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki
nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de,
(Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah’tan
korkup-sakının. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler. (Maide
Suresi, 11)
Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır,
bütün işler O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin.
Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Hud Suresi, 123)
YALNIZCA ALLAH’I
PEYGAMBERİ VE
MÜMİNLERİ DOST VE
YARDIMCI EDİNMEK
Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca
Senden yardım dileriz. (Fatiha Suresi, 4)
Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri
dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın
taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)
Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi
bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı
olarak da Allah yeter. (Nisa Suresi, 45)
ALLAH’A KARŞI SAMİMİ VE
DÜRÜST OLMAK
Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp
ile gelmişti. (Saffat Suresi, 84)
Ve ‘çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya
da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından
dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir?
Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir. (Al-i
İmran Suresi, 135)
SADECE TEHLİKE ANINDA
DEĞİL,
HER ZAMAN ALLAH’A KARŞI
SAMİMİ OLMAK
Oysa andolsun, daha önce ‘arkalarını
dönüp kaçmayacaklarına’ dair Allah’a söz vermişlerdi; Allah’a verilen söz
(ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur. (Ahzab Suresi, 15)
Bir de (savaşa katılabilecekleri bir
bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde “Sizi bindirecek bir şey
bulamıyorum” dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı
gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak
için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı
seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar,
bilmezler. (Tevbe Suresi, 92-93)
İtaat ve maruf (güzel) sözdü. Fakat iş,
kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman, şayet Allah’a sadakat gösterselerdi,
şüphesiz onlar için daha hayırlı olurdu. (Muhammed Suresi, 21)
DİL EĞİP BÜKMEMEK
Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini
kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız
diye. Oysa o kitaptan değildir. “Bu Allah Katındandır” derler. Oysa o, Allah
Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan
söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)
ALLAH’IN HELAL-HARAM
SINIRLARINI KORUMAK
İşte böyle; kim Allah’ın şiarlarını
yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır. (Hac Suresi, 32)
Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim
Allah’a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi
kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. Kim
Allah’a ve elçisine isyan eder ve onun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi
kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır. (Nisa Suresi, 13-14)
İşte böyle; kim Allah’ın haram
kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için
hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal
kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz
söylemekten de kaçının. (Hac Suresi, 30)
Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd
edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği
emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen
(bütün) mü’minleri müjdele. (Tevbe Suresi, 112)
Ey Peygamber, kadınları boşadığınız
zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın.
Rabbiniz Allah’tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar;
ancak açık ‘çirkin bir hayasızlık’ göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah’ın
sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine
zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş
(durum) oluşturur. (Talak Suresi, 1)
HELALİ HARAM KILMAMAK
Ey iman edenler, Allah’ın sizin için
helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Şüphesiz Allah,
haddi aşanları sevmez. (Maide Suresi, 87)
Çocuklarını hiç bir bilgiye dayanmaksızın
akılsızca öldürenler ile Allah’a karşı yalan yere iftira düzüp Allah’ın
kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana
uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu
bulamamışlardır. (En’am Suresi, 140)
ALLAH’IN HÜKÜMLERİNİ
EKSİKSİZ UYGULAMAK
Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor,
bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla
aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla
fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz,
Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden
böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir;
kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah,
yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara Suresi, 85)
ALLAH’IN HÜKÜMLERİNİ
UYGULAMADA KARARLILIK
GÖSTERMEK
(Bu,) Bir Kitap’tır ki onunla uyarman
için ve mü’minlere bir öğüt olmak üzere sana indirildi. Öyleyse bundan dolayı
göğsünde bir sıkıntı olmasın. (A’raf Suresi, 2)
Göklerin, yerin ve her ikisi
arasındakilerin Rabbidir; şu halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlı ol.
Hiç O’nun adaşı olan birini biliyor musun? (Meryem Suresi, 65)