3 Temmuz 2015 Cuma

Karar Verme Mucizesi ve Kader Gerçeği



 Bir seçim yaptığınızda içinizde özgür irade olarak adlandırılan bir his duyarsınız. Bu hissin sizdeki kuvvetli etkisinden dolayı, nefsiniz yaptığınız hareketlerin gerçek failini kendisi zanneder. Örneğin yürüyorum, koşuyorum, yemek yiyorum derken nefsiniz bütün bunların failinin kendisi olduğunu düşünür. Çünkü içinizdeki hisle algıladığınız davranışlar birbiriyle uyum içindedir. Ayrıca bu hissinizin yaptıklarınızdan önce geldiğini düşünürsünüz. Nefsinizin kendisine benlik vermesi zamanla giderek artar ve bir tür küçük firavun haline gelir. İşin doğrusu ise insanın hiçbir kudreti yoktur, istekleri de Allah’ın lütfüyledir. Nitekim bir Kuran ayetinde Allah: “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (İnsan Suresi, 30)” buyurmaktadır.  Size çay ve kahve sunulduğunu düşünün. Bunlardan birini seçmeniz istensin. Siz istediğinizi seçip keyifle içeceğinizi yudumladığınızda yaptığınız seçimin ne kadar doğru bir karar olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak yapılan araştırmalar çarpıcı bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Seçimlerinizden önce, isteğinizden bağımsız olarak karar zaten verilmiştir. Bu çarpıcı gerçek, bilim dünyasında müthiş bir yankı uyandırmış ve “Kader bilimsel olarak ispatlandı” şeklinde duyurulmuştur.

 Algıladığınız Dünyanın Geçmişin İzi Olduğunu Biliyor muydunuz?


 Son 30-40 yıldır sürdürülen bilimsel araştırmalar aslında özgür iradenin bir tür algı olduğunu gösterdi. Buna göre özgür iradenin davranışların ardındaki mutlak güç olduğu düşüncesi bir yanılgıdır. California Üniversitesi nörofizyologlarından Prof. Benjamin Libet, 1973 yılında yaptığı deneyler sonucunda tüm kararlarımızın, seçimlerimizin önceden belirlendiğini, bilincin ise herşey olup bittikten yarım saniye sonra devreye girdiğini ortaya koymuştur. Bu durum diğer nörofizyologlarca da, hep geçmişte yaşadığımız ve bilincimizin tüm yaşananları yarım saniye sonra gösteren bir "monitör" gibi olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Benjamin Libet deneklere beyinlerindeki belli bölgeleri uyararak ellerine dokunulduğu hissini oluşturdu. Deneklerden dokunma hissini algıladıkları anda da bunu belirtmelerini istedi. Neticede ortaya şu çıktı. İnsanın algılama anı, gerçek zamana göre yarım saniye geç oluyor. Yani aslında biz hayatımız boyunca hep önceden çekilmiş bir filmi izleriz.


 Bir filmi izler gibi şu an yaşadığınız hayatı izlediğinizi biliyor muydunuz? Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki yaşadığınızı düşündüğünüz anlar aslında geçmişin izleridir.


 Verdiğiniz Kararların Sizden Önce Verildiğini Biliyor Muydunuz?


 Araştırmalarını sürdüren Benjamin Libet daha da ilginç sonuçlara ulaşmıştır. Bu sefer Libet, parmakları hareket ettirme “kararını” deneklere bıraktı ve bunun neticesinde beyinde oluşan sinyalleri inceledi. Parmağı hareket ettirmenin karar anı, beyinden emir yollanması anı ve parmağın hareket anlarını not etti. Son derece ilginç bir gerçekle karşılaştı. Karar anından önce, parmağı hareket ettirmek için beyinde ilgili hücreler harekete geçiyorlar. Yani aslında parmağınızı hareket ettirme emri, sizden önce veriliyor. Ondan sonra size bu kararınız bir his olarak yaşatılıyor. Libet’in bu çalışmaları, bilim dünyasını derinden etkiledi. Çünkü deneyin sonuçları derin anlamlar içeriyor.


 Son olarak Max Planck Enstitüsünden bilim adamı Prof. John-Dylan Haynes gelişmiş manyetik rezonans ve bilgisayar tekniklerini kullanarak son derece ilginç araştırmalar yapmıştır. Araştırmalarda deneklerden önlerinde bulunan 2 düğmeden birini seçmeleri istendi. Düğmeye basılışın karar anının incelendiği bu deneylerde, Benjamin Libet’in deneylerini doğrular neticeler elde edildi. Esasen seçim yapıldığı düşünülen an, hissettirilen bir algıdan ibarettir. Yapılan deneylerde düğmeye basma kararının 7 saniye öncesinden deneklerin hangi düğmeye basacağı, beyin hücrelerinin aktivitelerinden tahmin edilebildiği görülmüştür.


 Prof. Haynes’in dünyada büyük yankı bulan çalışmasını gösteren bir resim. Deneklere sol ve sağ düğmelerden istediği birine basması istenmiştir. Deneğin karar verdiğini hissettiği an ile düğmenin basılma anı da dahil olmak üzere, beyindeki bütün faaliyetler incelenmiştir. Neticede çok çarpıcı bir gerçek ortaya çıkmıştır. Kişi, karar verdiğini düşündüğü andan 10 saniye öncesinde yapacağı  seçim, beyninde zaten bellidir. Bu son derece çarpıcı sonuç özgür iradenin aslında hissettirilen bir algı olduğunu bir kez daha göstermiştir. (Not 1)


 Araştırmayı yürüten ekibin lideri Prof. Haynes Nature dergisinde çıkan alıntısına göre “Kararlarımızın bilinçli olduğunu düşünürüz, ama bu veriler göstermiştir ki bilinç yalnızca buzdağının ucudur.” demektedir. 


 Bu yazıda anlatılan bilimsel çalışmalarda gördüğümüz gibi insanların kendilerinden kaynaklanan bir iradeleri yoktur. Bütün davranışların yaratıcısı Allah’dır. Sayısız insanla muhatap olduğunu düşünen biri, aslında yalnızca Allah’la yüzyüze olduğunu bilmelidir.  Nitekim Allah bir Kuran ayetinde “Doğu da Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir. (Bakara Suresi, 115)  buyurmaktadır.


 Bu çarpıcı deney, dünyada büyük yankı uyandırmış ve “Özgür İradenin Sonu mu?” gibi başlıklarla duyurulmuştur. 4 Deneyi değerlendiren nörolog Mark Hallett bu çalışmanın kendisinin özgür iradenin karar verici güç yerine bir algı olduğu anlayışını doğrulamıştır diyerek ifade etmiştir. Vanderbilt Üniversitesinden Frank Tong sonuçları “oldukça dramatik” olarak niteleyerek 10 saniye beyin aktivitesi açısından “bir ömür boyu”dur demiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder